KİTAP ÖZET FORMU
KİTABIN
ADI : RAMSES BATI AKASYASININ ALTINDA
KİTABIN
YAZARI : CHRISTIAN JACQ
YAYIN
EVİ VE ADRESİ : REMZİ KİTAP EVİ AŞ.
CAĞALOĞLU İSTANBUL
BASIM
YILI : 1999
1.KİTABIN
KONUSU : BARIŞIN ÖNEMİ VE BARIŞ
İÇİN YAPILMASI GEREKENLER
2.ROMANIN
ÖZETİ :
Elli yaşına gelmiş olan iki ülke hükümdarı Firavun
Ramses’in hedefi insanlarını refah içinde yaşatmaktır. Fakat hükümdarın
özelliği gereği yaşlılık yılları rahat geçmemektedir. Firavun Ramses
Hititlilerle barışı korumak istemekte ve ayrıca Ramses’in isyancı Libyalıları
ve karanlık güçleri bastırması gerekmektedir. Buda sürekli savaş anlamına
gelir. Ayrıca Ramses zamanla birlikte yanlız kalmaktadır. Yaşam yani kader
arkadaşlarını onun elinden teker teker almaktadır. Bu romanda Ramses’in ellili yaşlarından ölümüne
kadar geçen süredeki yaşamı ve Mısır
konu ediliyor.
Ramses ellibeş yaşında
uzun boylu ve atletik yapılı bir
hükümdardı. Sarı saçlı,geniş alınlı,yuvarlak kulakları,kücük
gözleri,güçlü çenesiyle çok çekici ve bir okadar otoriter bir yüze sahipti. O
kadar çekici ve otoriter bir insandıki bulunduğu ortamlarda en karakterli olgun
insanlar bile karşısında dizleri çözülürcesine eriyorlardı. O iki ülke
hükümdarı Seti’nin ve tanrı Amon’un oğlu Ramses’ti. Otuz üç yıl süren
hükümdarlığı içinde bi çok şeye göğüs germesini bilmişti. İhanete rağmen
Kadeş’te Hititlileri yenmeyi başarmıştı. Ama en değerli üç varlığını
kaybetmişti. Babası Seti’yi,annesi anakraliçe Tuya’yı ve kendi adına yaptırılan
tapınağın açılışında kollarında can veren güzel kraliçe Nefertari’yi. Karısının
ölümünden sonra tahtı büyük oğlu Kha’ya devretmeyi düşünsede bunu başaramadı.
Çünkü Mısır onunla hayat buluyordu.
Muhafız birliği komutanı
Seremana eski Hitit imparatoru Mutavillisin oğlu sürgün hayatı süren
Urhi-Teşup’un villasından içeri girer. Bunu gören Urhi o sıralarda iki ülke
arasında barış antlaşması imzalanması nedeniyle kendisini Hattuşil’e (Hitit
İmparatoru) teslim etmeye geldiğini düşünür. Ancak öyle değildir. Azılı düşman
Ramses tarafından serbest bırakılmıştır. Özgürdür artık. Birzamanlar düşmanı
olduğu ülkenin ekmeğini yemektedir artık. Bu duygusallık uzun sürmez. Eski
Hitit ajanı Suriyeli Raya’nın onu bulması ile birlikte eski defterler tekrar
açılır. Kan ve Savaş.
Ramses çevresindekilere
kötü günlerin yaklaşdığından korktuğunu söylemektedir. Aynı düşünceyi arkadaşı
Steau ve güzel karısı Lotus da paylaşmaktadır. Bu yüzden uzaklarda bir eyaletin
sorunlarıyla ve yılanlarla ilgilenen bu çift eski dostlarını yanlız bırakmamak
için Pi-Ramses’e gelirler.
Bu arada yanlız kalan
Ramses oğullarını annesi güzel İset’ten kraliçe olmasını ister. İset bunu hiç
düşünmemiştir. Yıllarca O Nefertariye hayranlıkla yaşamış, O’nu kocasını
elinden alan bir kadın olarak değil yüce bir insan olarak görmüştür. Ama
sonunda İset kraliçe olmaya tam hazır olmasa da kraliçe ilan edilir.
İmparator Hattuşil
gönderdiği elçi vasıtasıyla barışın devamı için gerekli koşulunu bildirmiştir.
Hattuşil ve karısı Putuhepa’nın kızı Mısır’ın yeni Karaliçesi olmalıdır. Eğer
kabul edilmezse Ramses savaşla tehdit edilmektedir. Fakat Ramses böyle bir
şeyin mümkün olmadığını iletir. Kararı kesindir. Kraliçe İset’tir ve öyle
kalacaktır. Aşa nekadar karşı çıksada Ameni ve Steau Ramses’in yanındadır. Bu arada Urhi-Teşup Hatti imparatorluğu ile Mısır’ın
tekrar savaşmasını istemektedir. Bunun için Hititlilerin yaptığının düşünülmesi
için Mısır için büyük önem taşıyan Günlük Ağacı ve tütsü malzemelerini taşıyan
bir kervana saldırır. Kimse canlı kalmamıştır. Ayrıca Günlük Ağacı’nın ülkeye
girmesini engelleyerek Ramses’in rahiplerce tepki almasını sağlamak
istemektedir. Raya onu Pi-Ramses’in
zenginlerinden Tanit ile tanıştırır. Bu kadınla evlenir ve artık bir aile süsü
vermektedir. Kadın baskı altındadır ama ölüm korkusuyla bu evlilikten
şüphelenen Seremana’ya hiç bir şey anlatamaz. Ramses kraliçelik olayını
birkezde İset’e sorar. İset ise barışın yok olmaması için kraliçelikten
vazgeçmek ister. Fakat Ramses kararlıdır. Hiç kimse Mısır Kraliçesinin onuru
ile oynamaya cesaret edemez. İset kraliçe kalmaya devam edecektir. Kral
dışişleri bakanı Aşa’ya bu kararını iletme görevi verir. Ayrıca Libya’lıların
saldırıya geçmesi ihtimaline karşı Hattuşil’in silah yapımı için demir
vermesini ve bunu ivedi göndermesini ister. Bu bir ültimatomdur.
Ramses’in iki oğlu vardır. Kha
ve Merenptah… Kha din işlerine kendini
adamış bilgin bir insan, Merenptah ise savaşcı ruhuyla başarılı bir komutan
adayıdır. Ramses yerine geçecek Firavunu bu iki çocuğundan seçecektir. Bu arada
Merenptah başkomutanlığa getirilirken, Kha politikaya girmesi yönündeki tüm
ısrarlara rağmen din işleri ve özellikle yeniden doğma törenleriyle uğraşmayı
seçer.
Raya Mısır’a öfke
duyan yandaşlar bulmakta zorlanmamaktadır. Kadeş savaşını unutmayanlar öc almak
için Raya’nın etrafında toplanırlar. Seramana bayan Tanit’I uyarmak için kaldıkları villaya gider ama kadın çok mutlu
olduklarını ve kendilerini rahatsız etmemelerini söyler. Bu Maat yasasına göre
suçtur. Seremana eli boş döner.
Aşa Hatti
imparatorunun ve eşinin önünde eğilir. İmparator kısa ve net bir cevap ister.
Acaba Ramses isteklerini kabul etmiş midir? Aşa olumsuz yanıtını verir ve
imparator şöyle der:
-Firavun kardeşime söyle,ya kısa
zamanda kızımla evlenmek için tarih saptar yada savaş kaçınılmaz olur.
Hattuşil’in
Ramses’den istediği şeyi artık Raya ve Urhi’de bilmektedir. İmparatorun savaş
çığlıkları her ikisinide çok sevindirmektedir. Nasıl olsa artık Libyalılarda
Urhi-Teşup ile birliktedir. Ramses ilk kez fiziksel bir sızı duyar. Dişleri ona
acı çektirmektedir. Öfkeli görünmektedir. Fakat öfkenin nedeni Hattuşil’in
Aşa’yı alıkoymasıdı. Başhekim güzel Neferet Ramses’in ağrılarını geçirecek
solüsyonları Kral’a verir. Ayrıca sağlık problemleriyle ilgili bir rapor
hazırlayacağını belirtir. Bir endişesini de dile getirir, Günlük Ağacı
sevkiyatına ne olmuştur? Söylentiler dolaşmaktadır etrafta. Aşa’dan mektup
gelir. O tutsak değildir,sadece uzun uzadıya süren müzakerelere katılmaktadır.
Ramses arabasını alarak yanında koruması Seremema ile yola çıkar. Çok süratle
ilerler ve bir ağacın yanında durur. Bu ağaç Mısır’ın en eski söğüt ağacıdır.
Kabuğu ve özü bir çok hastalığa şifa durumundadır. Ramses burada bu ağaca teşekkür etmek için
bulunuyorum der. Ve ona minnettarlığımı onu bütün Pi-Ramses’e dikerek
göstereceğim der. Çünkü tanrılar insanlara kullanmaları için herşeyi vermiştir.
Hattuşil Aşa’nın
konutuna giderek ona artık ülkesine dönmesi gerektiğini ama isteklerinin hala
değişmediğini iletir. İmparator iç cebinden bi hançer çıkarır ve Aşa’ya
Ramses’e iletilmek üzere verir. İmparator isteklerinin kabul edilmemesi halinde
bu hançeri Ramses’in ölüsünden alıp ülkesine geri getireceğini söyler. Güzel
İset Ameni’nin bürosuna gider. Ramses’I ikna edebilecek tek insanın Ameni
olduğunu düşünmektedir. Kraliçeliği Mısır’ın barışı için bırakmaya hazır
olduğunu bir kez daha aktarır. Kraliçe Ameni’nin gözünde bir kat daha
değerlenmişti artık ama cevabı kesindir Ameni’nin. O maat yasalarının sembolu
iki ülke kraliçesidir ve öyle kalacaktır. Savaşa yol açsa bile.
Steau heryerde yeni
hazırladığı yılan zehirlerinden oluşan toniğini arar. Bu çok faydalı bir ilaç
aynı zamanda öldürücü bir zehirdir. Ramses Merenptah’ın hazırladığı son raporu
okur. Birlikler sandığından da iyi durumdadırlar. Ramses Orta Mısır’daki
Hermopoli’e gitmek üzere gemisini hazırlattırır. Ve güneye doğu uzaklaşır.
Ramses’in üç metre kadar uzağında köpek yüzlü,saldırgan çeneli, kocaman bir
maymun durur. Ve Ramses ilahi ışığın kalbi ve kutsal dilin efendisi olan Tot’a
seslenir. ‘Yolumu aç Tot. Sen ki yerin ve göğün sırlarınıbilirsin. Mısır’a
yararlı olacak doğru yolu göster bana.’
Maymun arka ayakları üzerine doğrulur, ön ayakalarını dua edercesine
güneşe doğru kaldırır. Tot’un sesi gökten, hurman ağaçlarından ve maymunun
gırtlağından çıkar. Firavun bu sesi içine doldurur.
Aşa artık Mısır’a
dönmektedir. Yanında küçük bir Mısır birliği ile yoluna devam ederken
yaralanmış bir adamın çığlığı duyulur. Ellerinde mızraklarla Libyalı ve
Hitililer konvoya saldırmıştır. Urhi-Teşup imparatorun Ramses’e verilmek üzere
Aşa’ya emanet ettiği hançeri alarak Aşa’yı öldürür. Aşa ölmeden hemen önce
elbisesinin üstüne hemen göğsüne gelen yere kanıyla birkaç hiyeroglif çizer. BU
suçlunun Hattuşil olmadığının kanıtıdır ve Ramses bunu anlar. Seremena Urhi den
şüphelenir ve karısını sorguya çekmek ister. Tanit yine her zaman ki gibi mutlu
bir aile tablosu çizer.
Bu arada
Steau’nun kaybolan yılan zehrini Kraliçe İset almıştır. Bu ancak kraliçenin
zehri kullandığı zaman anlaşılacaktır.
Görkemli bir törenle diğer dünyaya gönderilir Güzel İset. Ameni ve Steau’nu ısrarlarına dayanamayan
Ramses Hattuşil’e bir mektup gönderir. Konusu ise kızının kraliçe olarak kabul
edildiğidir. Bu Urhi-Teşup’un savaş beklentisini yok edecektir. Çünkü bu yolla
savaş yerine barış hakim gelecektir.
İsyankar
Libyalılardan kabile şefi Malfi en tehlikelilerindendi. Askerleri arasındaki en
ufak bir olayda bile suçluları hiç acımadan öldürebiliyordur. Çünkü onun ordusu
Ramsesinkiyle savaşacaktır. Malfi’nin abisi Mısır’a karşı başkaldırmada
öldürülmüştür. Bunun öcünü almalıdır. Müttefiki Urhi-Teşup vazgeçilmez bir
hazine değerindedir onun için.
Mısırın ileri
gelenleri bir Hititlinin kraliçe olmasından dolayı rahatsız olurlar. Fakat
Ramses buna karşı çıkar ve ikinci doğma töreninin hazırlanmasını emreder. Çünkü
kutsal ruhlar Mısır’I koruyacaktır. Bu tören düğünden önce olacağı için
kraliçelik makamını Meritamon temsil edecektir.
Bu arada Seremana eline geçen hiç bir fırsatı kaçırmaz. Hafiye gibi
Aşa’nın katilini aramaktadır ve önemli bulgular elde eder. Tören için gerekli
olan malzemeleer temin edilemez. Depoda sorun vardır ve Steau ile Ameni bunun
farkındadırlar. Bunun için depoyu
kontrole giderler. Deponun sahibesi bayan Şerit çaldığı malları yerine koyarken
yakalanır ve depoda olmayan malların sırrı ortaya çıkar. Suç üstü yakalanan
kadın herşeyi anlatır. Mallara el koyma fikri kocasına aittir. İki yıldan beri
böyle çalışmaktadırlar ve yakalanmasalardı malları gemi kaptanına satacağını
söyler. Uzun boylu , sakallı ve
kahverengi gözlü birisidir bu kaptan ve diğer gün tekrar işi vardır bu kadınla.
Bu Steau için çok önemli bilgidir. Kaptan yakalanır ve sorguya çekilir.
Patronunun Ameni olduğun söyler. Steau şaşırır. Adam ve Şerit kaçmaya
çalışırlarken yılanlarca öldürürlürler. Steau Ameni konusunu Seremena’ya açar.
Bu arada yeniden
doğma törenleri yapılır. Ramses tanrı Horus ile Set’in sırlarını paylaşmış ve
törenler için gerekli bütün sorumluluklarını yerine getirmiştir. Halka ona daha
fazla güvenir.
Araştırmalar iki
ay bir gün sürer ama bişey bulunamaz. Ta ki başka bir kaptan Ameni’yi ziyaret
edene kadar.
Hattuşil kızının
davet edilmesi konusunda mektup yazar. Ameni tam cevap yazackken Ramses ona
sorular sormaya başlar. Ameni suçlu değildir. Ramses bunu anlamıştır. Bu sadece
bir aldatmadır. Şebekenin başı kendini Ameni olarak tanıtmıştır. Ameni’ye açığa
alınmış süsü verilir.
Hatti prensesi
kötü havadan dolayı gelememektedir. Ramses büyücülerden Hatti’ye yardım
etmelerini ister. Bununla oğlu Kha ilgilenir. Ameni’yi ziyaret eden kaptanın
adı Rerek’tir. Bir mahallede saklanmaktadır. Sakalını ve saçını
kestirmelidir.Mahhalleye berber gelir. Adam berber koltuğunu oturduğunda
usturayı gırtlağında hisseder. Hala
patronunun Ameni olduğunu ısrar etmektedir. Fakat gidilğinde görünür ki patron
Raya’dır. Raya kaçmaya çalışır ama çatıdan düşer. Boynu kırılmıştır.
Merenptah
prensesin Mısır’a girişinden itibaren güvenliğinden sorumludur. Hitit ülkesinde
fırtınalar dinmiştir. Prensesin konvoyu Kadeş’i geçip Aya sınır kapısına varır.
Kale komutanı prensesin yanındaki ordu yüzünden onu Pi-Ramsesden izin gelene
kadar almaz. Kuraklık baş göstersede Ramses’in duaları faydalı olur. Konvoy
Pi-Ramses ten giriş yapar. Ramses prensese kraliçe yağını sürer. Adını Kraliçe
Mat-Hor ilan eder. Ve şu sözleri söyler:
-Hükümdarlığımın 34ncü yılında,
Hattiyle yapılacak barışın sonsuza dek süreceği böylece ilan edilmiştir.
Bu sözler
karşısında Urhi bile dayanamayıp alkışlamaya başlar. Seremena deri ustası Teşonk’tan bilgi almak
için işyerine gider. Fakat adam ölmüştür. Oradaki bir işçiyi sorguya çeker.
Katil Malfi’nin ta kendisidir.
Mat-Hor Mısır’ı
yönetmek arzusu duymaktadır. Ramses ise onun ancak kaprislerinden kurtulduğu
zaman Mısır’I anladığı zaman Mısır’I yönetebileceğini söyler. Urhi eninde
sonunda Mat-Hor’un karşısına çıkar. Urhi onu etki altına alır. Bu arada tüm
aramalara rağmen Malfi bulunamaz. Mat-Hor Meritamon ile konuşur. Gerçek Kraliçe
olduğunu hatırlatır.
Urhi Malfi ile
günlük ağacı konvoyunu ele geçirmek
üzere buluşurlar. Fakat Mısır ordusunu karşılarında görünce Malfi
komando birliğini ileri süremez geri çekilir. Mısıra gidecek kervanın sahibi
Urhi ve Malfi’yi kandırır. Malları imha etmez depolar. Arabistanda yetişen üç
metre boyu olan günlük ağacı o yılki en iyi rekoltesini verir. Tüccar yem
olarak küçük bir kervan yollamayı da unutmaz.
Bu kervan sağsalim geri döner. Adam hemen depoya gider. Kapı
kırılmıştır. İçeride Kha beklemektedir. Adam Kha ve askerleri öldürmek istesede
askerlerce ok yağmuruna tutulur. Mısır uzun yıllar yetecek günlük ağacına
sahiptir artık.
Urhi Mat-Hor’u
Ramses’I zehirlemesi konusunda kandırır. Hititliler Mısır’ı ziyaret için
Pi-Ramses’e gelirler. Tam bir karnaval havası vardır. Ramses Mat-Hor’u çağırır.
Onu kıskançlık ve ukalalıkla uçlar. Hititden gelen hediyelerin Mat-hor’ca
elkonması ve aşırı harcama istekleri Ramses’e bir karar verdirir. Kraliçe artık
Mer-or hareminde kalacaktır.
Nubye genel valisi
oranı ekonomisini canlandıran Steau’ya tahammül edemez ve eski bir sabıkalı ile
anlaşır. Fakat bulundukları tapınakta heykeller üzerlerine düşer. Ölürler.
Mat-Hor Urhi’nin evine gider. Ramses’in onu küçük düşürdüğünü söyler. Kraliçe
artık Urhi’nin elindedir. Hançerini hayava kaldırır ve şöyle der:
-Bu hançer Aşa’yı öldürdü şimdi sıra
Ramses de…
Ramses doğum günü
için küçük bir yemek tertipler. Tam
yemek başlayacakken bir haber gelir. Ramses hemen Ebu Simbel’e doğru yola
çıkar. Kimse yemeğe dokunmamıştır. Böylece zehirlenmekten kurtulurlar. Ramses
Ebu Simbel de vali olarak Steau’yu ilan eder. Seremenanın bir adamı bir adamın
Urhi’nin evine üç kezgeldiğini geldiğini ve kaldığı yeri bildiğini söyler. Bu
kişi Nariş adındaki Fenikeli tüccardır. Bu arada Ramses Fenikeyi ziyaret
edecektir. Tüm ısrarlara rağmen bu gezi
iptal edilmez. Mısır için dinsel önemi
olan Apis Boğası ölür. Ramses saygınlığını kaybetmemek için bu boğanın
aynısından bulamlıdır. Tabi Urhi daha çabuk davranmayı planlar. Hattuşil den mektup gelir. Mat-Hor babasına
şikayette bulunmuştur. Ramses bizzat kendisi cevap yazar. Kızı Ramses’e göre
yeteneksizdir ve bundan sonraki hayatının sade geçeceğini,törenlerde
Meritamonun eşlik edeceğini yazar. Urhi Memfis te bir çiftlikte bu boğayı
bulur. Hemen yola çıkar.Büyük heyecanla girdiği çiftlikten mutsuz çıkar. Çünkü
Seremena ona tatsız bir oyun oynamıştır. Boğa sadece boyalıdır. Kral Abidas
denen yere gider. Rüyasına göre boğa oaradadır. Hayvanı görür ve şöyle der:
-Gel Apis,seni konutuna götüreceğim.
Apis için bir tören
düzenlenir. En zengin ve soylu kadın eteği beline kadar çekilmiş vaziyette
cinsel organını boğaya gösterir. Bu boğanın dölleyici özelliğini ifade eder. O
soyunu devam ettirecektir. Hattuşilden cevap gelir. Savaş tehtidleri
savurmaktadır. Ramses bir cevap yazar ve bu cevap Hattuşil’i hyrete düşürür.
Ramses yeni bir prenses istemekle kalmamış imparator ve eşini Mısır’a davet
etmiştir. Tanit bilgi toplamak için
saraydan döner. Urhinin beklediği bilgi yoktur. Urhi sinirden Tanit'i tokat
atar. Tanit'in kedisi Urhi'yi cırmalar ve Urhi kedinin boynunu uçurur. Tanit
kaçar. Ameni’ye giderek Urhi’yi şikayet eder.Artık Seremena istediğini
yapabilecektir. Tanit herşeyi anlatmayı unutmaz. Urhi Libya yönüne Malfinin
yanına kaçar. Seremena onu öldürecek tek kişinin kendisi olduğunu söyler.
Mat-Hor ailesi gelsede
haremde kalacaktır. İncinen kraliçe Amon tanrısı ile yapılacak ayinde hile
düzenler. Eğer Amon bu ziyarete evet derse kayık ileri gidecektir. Fakat
kraliçe kakayıkçılara para verir. Yine de Amon evet der. Bu planda suya düşer.
Eski düşman en sonunda Mısır’a gelir. Dostça karşılanır. Uzun bacak adında bir
satıcı Urhi ve Libyalıları görür. Hepsi silahlıdır. Hemen muhafızlara durumu
bildirir. Urhi kalenin birini ele geçirmiştir. Bir birliği tamamen yok
eder.Libya sınırında ki bütün kaleler kaybedilir. Vali öldürürlür.
Merenptah ,
Seremena ve Ramses Malfi’nin üzerine harekete geçer. Malfi Merenptah’ın mızrağı
ile ölür. Urhi Seremena’yı hançeri ile yaralasada Seremena onu öldürür. Kendisi
de ölür. Artık yaşlanan Ramses hükümdarlığı boyunca başından geçen olaylrı
hatırlar. Arkadaşları onu bir bir terketmiştir. En son Seremena, fedekar
Seremena….
Bu arada Hattuşil
de ölür. Barış antlaşmalarının hiç bir maddesi tartışma konusu olmaz.Barış
devam eder.
Nil nehri
Mısır’ın hayat kaynağıdır.İyi yönetilmelidir. Ramses’i devirmekte başarılı
olamayan ve öldürülen Şenar’ın eski adamlarından olan ve su işlerinden sorumlu
Hefat adındaki adam korkunç bir plan hazırlar. Bekletme havuzlarında ki suyu
boşaltmak ve halkı aç bırakmak. Suçu da
kararı onaylayan Ramses’e atmak. Fenikelilerden fahiş fiyata tahıl almak.
Fenikelilerin başında Nariş gelir. Hefat belgeyi imzalatmak üzere Kha’ya
götürür. Kha belgenin birisi tarafından birkez daha inceleneceğini söyler. Bu
kişi Kha’nın yanında bulunan Ramses’tir. Ramses Ameni’nin takibi sonucu Hefat’i
mahkum ettirir.
Kha amansız bir
hastalığın pençesindedir. Ölmeden az önce babasına; babasının verdiği emirleri
yerine getirerrek çok mutlu olduğunu anlatır. Cenazesi Apis Boğalarının
tapınağına gömülür. Ramses yaşlanmıştır. Doktor Neferteri’nin günlük
tedavilerine maruz kalmaktadır. İyice yaşlanan Ramses yeni Firavun olarak oğlu
Merenptah’ı ilan eder. Altmış yedi
yıllık bir hükümdarlık ve seksen dokuz yıllık bir yaşam…
Musa da
ölmüştür. Ramses’in çocukluk arkadaşı Pi-Ramses’in mimarı amacına erişmiş
olarak ölmüştür. Ramses ve Ameni Ramses’in hükümdarlığının ikinc yılında
diktiği akasya ağacının altında oturmaya gider. Ramses Batı Akasyası’nın altında son nefesini ölümün yorgunluğunu
hissediyorum diyerek verir. Ameni yıllar boyu istediği şeyi yapar. Ramses’in
ellerini avuçlarına alarak öper. Ve bir söz verir oracıkta;
-Bu dünyada olduğu gibi öteki
dünyada da hiç kimse Işığın Oğlunu unutmayacak…
3.Ana Fikir:
Barış ve
adaletin üstünde hiç bir şey yoktur. Ne bir hükümdarın şahsi istekleri ne de
kişilerin beklentileri. Barış ve adaletin sağlanmasında gereken herşey
yapılmalıdır. Adalet ve barış bir hükümdarın en öndegelen sorumluluğudur. Bu
kitapta da Ramses’in adalet ve barış adına yaptıklarından, bunları yaparken
karşılaştığı olaylardan bahsedilmiştir.
4. Kitaptaki
Olaylar ve Şahısların Değerlendirilmesi:
Kitap
boyunca Ramses’in Hititlilerle yaşadığı olaylar, ayrılıkcı Lbyalıların
isyanları, Urhi-Teşup ve yandaşlarının planları işlenmektedir. Hitit prensesinin kraliçe olması, Hattşil’in
Mısır’ı ziyareti, Pi-Ramses…
Ramses: Mısır firavunudur. Ülkesindeki
insanları herşeyden üstün tutan uzun boylu sarışın renkli gözlü liderdir. Kesin
ve doğru kararlar verebilen bir çok şeyi önceden sezebilme yeteneğine sahip
olan Ramses uzlaşmacı yanı ile de dikkatleri çekiyor.
Ameni : Firavunun
sandalet taşıyıcısı ve özel sekreteri olan bu kişi kambur ve çok zayıf olmasına
rağmen durmadan yiyen birisidir. Devlettin bütün evrak işlerini halleder.
Kimselere güvenmediği için temizliği bile ona aitir. Kral’ın üniverste ve
çocukluk arkadaşıdır. Aralarında gizli bir bağ vardır. Biraz somurtkandır.
Aşa : Eskilerin
ajanı iken Kadeş savaşından sonra dışişleri bakanı olmuştur. Parlak ve üstün
bir zekaya sahiptir. Kadınlara çok düşkündür. Kralın yine üniversite ve
çocukluk arkadaşıdır. Hatti’den dönerken yolda Urhi-Teşup tarafından
öldürülmüştür. Barışa çok büyük katkısı olmuştur.
Nefertari: Kralın sonsuz aşkıdır. Kralı
erken yaşta terk etmesine rağmen kızı Meritamon’u arkasında bırakmıştır. O tam
bir kraliçedir. Ülkenin yönetimine her zaman katılmıştır. O da Ramses’e büyük
bir aşk duymaktaydı.
Seremena: Sardunyalı olarakta bilinir. Eski
korsan olmasına rağmen bu iri yapılı adam Ramses’in özel koruması ve ayrıca
sarayda sözü geçen birisidir. Mısır ile alakalı bir çok olayı aydınlatmıştır.
Kadınlara zaafı vardır. Urhi-Teşup tarafından öldürülmüştür.
Urhi-Teşup: Hitit imparatoru Hattuşil’in
yeğenidir. Babasını öldürdükten sonra Mısır’a kaçmıştır. Bura da Ramses
tarafından serbest bırakılır. Fakat o Ramses için hiç iyi şeyler düşünmez. Bir
çok olaya karışır. Ramses’I öldürme planları yapar. Başarısız olur. Son olarak
Libya şefiMalfi ile birlikte Mısır’a karşı savaşırken Seremena tarafından
öldürürülür.
Mat-Hor : Hitit
kraliçesi iken iki ülkenin refahı adına Mısır kraliçesi olur. Fakat
yeteneksizdir. Güzelliğini kullanmaya çalışır. Başarılı olamaz. Ramses ten onu
zehirlemeye yeltenecek kadar nefret etmektedir. Ayrıca Urhi-Teşup’un
sözlerinden de etkilenmiştir.
5. Kitap Hakkında ki Şahsi Görüş
Kitap
hala tam olarak bilinmeyen Mısır’ı anlatmaya çalışmıştır. Genelde uslup ve tarz
olarak, konu olarak çok güzel bir kitap. Fakat, olayları birde Museviler
tarafından dinleyecek olursak Ramses’in o kadar da adaletli bir hükümdar
olmadığı anlaşılabilir. Bir kitapta bir kişinin kitap boyu bu kadar övülmesi
bence hatalıdır. Ramses serisi hayal
ürünlerinin de katıldığı popüler tarih anlayışında bir üründür.
6. Yazar Hakkında Bilgi
1947'de Paris'te doğdu. 13
yaşındayken hayatına yön verecek kitabı okudu: Jacques Prienne'nin "Eski
Mısır Uygarlığı Tarihi". Bunu takip eden 5 yıl içinde roman yazdı. Böylece edebiyat kariyeri
başlayan Jacq, 50 yaşına geldiğinde 50'nin üstünde eser vermişti. 17 yaşında
Mısır'da geçirdiği balayı sırasında II. Ramses'in devrilmiş olan dev heykeliyle
ilk kez karşılaştı. Jacq'ın kaderi artık belirlenmişti. 21 yaşında Sorbonne
Üniversitesi'nde Mısır bilimi (Egyptology) ve arkeoloji eğitimi gördü.
Çalışmalarını sürdürüp Eski Mısır konusunda doktora yaptı. 1986'da doktora tezi
Editions du Rocher tarafından yayınlandı. Böylece akademik kariyeri ve ünü
sağlamlaştı. 20 bilimsel makale yayınladı. "Büyük Firavunların Mısır"
adlı makalesi 1981'da Academie Française ödülünü aldı. 1987'de yazdığı
"Mısırlı Champollion" adlı romanıyla dikkatleri çekti ve büyük bir ün
kazandı. Tehlikede olan tarihi alanların korunması için halen başkanlığını
sürdürdüğü Ramses Enstitüsü'nü kurdu. 1995 yılında Alexander Dumas'nın ve 19.
yüzyılın diğer ünlü dizi roman yazarlarının izinden giderek II. Ramses'in
hayatını anlatan 5 ciltlik romanını yazdı