ESERİN
ADI: ÇÖLDE BİR İSTANBUL KIZI
KİTABIN
YAZARI: ESAT MAHMUT KARAKURT
YAYINEVİ
VE ADERESİ: İNKILAP VE AKA KİTABEVLERİ KOLL.ŞTİ. ANKARA CAD.NO :95
–İSTANBUL
BASIM
YILI: 1980 ( İLK 1926 )
KİTABIN
KONUSU : Arabistan çöllerinde yaşanan ilginç bir aşk hikayesidir.
KİTABIN
ANA FİKRİ :Aşkın ferman dinlememesidir.
KİTAPTAKİ
OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ: Melike bir subay kızıdır, hayatta
her alanda başarılı olmuş, kendini beğenmiş birsidir. Hüseyin ise subay olup
onun nişanlısıdır. Aziz ise çölde eşkiyaların başıdır.
KİTAP
HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞLER :Bir solukta okunacak akıcılıkta ve anı niteliği
taşıdığından çok etkileyici ve dilide oldukça sadedir. Başkı arayanlar için
güzel bir roman olup, herkesin okuması
gereken bir yapıttır.
YAZAR
HAKKINDA KISA BİLGİ: İstanbul’da 1902’de Şürayı Devlet üyesi Mahmut
Nedim Paşanın oğlu olarak dünyaya gelen
romancımız, 1977’de hakkın rahmetine kavuşmuştur. Diş hekimliği okulunu (1924),
İstanbul Üniversitesi hukuk fakültesini bitirdi (1930). Gazetecilik ve Galatasaray
lisesinde öğretmenlik yaptı. Politikaya atılarak Urfa’dan önce millet vekili
(1957-60), sonra da senatör seçildi. (1961-66).
Aşk ve
serüven romanlarıyla ün kazandı canlandırdığı gözü pek güçlü erkek
kahramanlar aracılığı ile balkan savaşı
( Vahşi Bir Kız Sevdim ,1926 ) , I. Dünya Savaşı (Son Gece,1938) ,Kurtuluş
savaşı (Allahaısmarladık,1936 ) dekorları içinde aşk ve kahramanlık konuları
işledi.
Serüven, hareket niteliklerini
duygusallıkla birleştiren romanları, Çölde Bir İstanbul Kızı (1926), İlk ve Son
(1940), Erikler Çiçek Açtı (1952) devrik cümlelere, hareketli betimlemelere yer
veren anlatımıyla dikkat çekti.birçok yapıtı filme alındı.
KİTABIN ÖZETİ:
Hasan Bey Arabistan çöllerinde ortaya çıkmış
olan eşkiyaları ortadan kaldırmak için bu bölgeye askerleriyle birlikte
görevlendirilir. Kızı Melike küçük yaşta annesini kaybetmiştir ve her alanda
kendini en iyi şekilde geliştirmiştir. Nişanlısıda babasıyla gideceği için
onlarla birlikte Arabistan çöllerine gitmek ister. Babasıda onu kıramaz.
Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra çöle varırlar ama ortada ne bir
çete ne de insan bulamazlar. Çevrede arama yaparlar ancak bir türlü başarılı
olamamışlardır. Melike’nin canı çölde fazlasıyla sıkılır, babasından kendisini
sıradışı, farklı bir yerlere götürmesini ister. Ancak babası buna şiddetle
karşı çıkar. O sırada bir asker yakın bir yerlerde bir han bulunduğunu ve
buranın güvenli bir yer olduğunu söyler. Babası istemeyerek de olsa kızı ve
damadına izin verir. Yanlarına da bir çavuş gönderir. Gerçekten de Melike tüm
güzelliğini ortaya koymuş hana girdiği andan itibaren herkesin ilgisini üstüne
çekmiştir. Bu sırada büyük bir ses kopmuş herkes birden gelen adamın önünde diz çökmüştür. İçeri giren kişi çok
yakışıklı ve herkesin korktuğu birisidir. Melike bu sırada ona tüm adamlarının
önünde saygısızlık eder. Aziz buna dayanamaz ve kızı adamlarıyla birlikte
kaçırır. Bu arada nişanlısı da kabile tarafından öldürülür.
Kızın cezası ise kabile kurallarına göre onu ele geçirenler arasından
kura çekip onunla birlikte olmaktır. Melike çok gerizekalı ve yakışıklı olmayan
birisiyle olmak zorunda bırakılmıştır. Ancak Melike onu öldürür ve kabile
kurallarına göre onun cezası da ölümdür. Bu cezayı da infaz edecek kişide
Aziz’den başkası değildir. Önce bunu kabul edemez ancak kurallar kesindir.
Sabah şafağa kadar onu öldürmek zorundadır. Fakat bu kendisi için çok zordur.
Çünkü Melike’den hoşlanmıştır ve kız suçsuzdur. Kızla odaya girdiklerinde aynı
şeyleri hissetmişlerdir. Tüm gece sevgiyle birbirlerini kucaklamışlardır. Ancak
sabah olmuştur onu artık öldürmek zorundadır. Tam o sırada babası kızını
kurtarır ve Aziz’i de esir alır. Aziz yaptıklarından pişman olur, ancak çok
geçtir. İstanbul’da hapise atılır. Fakat Melike’nin yardımıyla ordan kaçar ve
mutlu bir yaşarlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder